haftasonu hediyem :)

Erdem okumayı öğrenmiş hemen de bana not yazmış :)

Haftasonumun tek güzel olayı buydu sanırım.

En azından birileri için emek verecek kadar değerliyim hala...

İyi bir hafta diliyorum herkese...

Life of pi.

Görselliğinin olağanüstülüğüne doyamadım ben bu filmin. 

O sahneler nasıl etkileyiciydi öyle.

İzlerken deniz tuttu resmen beni.

Hele o kaplanın ilk çıkış anı yok mu koltuğa yapıştım resmen.

Ama görselliğindeki güzellik konusuna ve finaline de yansımamış pek.

Tamam konu çok derin manalar içeriyor ama o final olmamış bence yahu.

Yine de sırf görselliği için sinemada izlennmeyi hakeden güzel bir film bence.

Hazır bugün de cuma gitmeyenle gitsin görsün beğensin :)

İyi tatiller...

izlemek lazım :)

The Skin I Live In

İçinde Yaşadığım Deri

Gerilim türündeki film, Fransız polisiye yazarı Thierry Jonquet’in “Tarantula” isimli 2005 tarihli romanından uyarlanmış.

Başrolde Antonio Banderas (Dr.Robert rolünde) var ve herzaman ki gibi çok iyi.

 Banderas,bir kazada yanarak ağır yaralanan karısını iyileştirmek için uğraşan bir estetik cerrahını canlandırıyor.

 Karısına yeni bir yüz yapıyor ama komadan çıkan karısı yüzünü görünce intihar ediyor.

  Bu olaydan sonra psikoloji bozulan kızına bir partide tecavüz ediliyor.

Banderas amcamızda tıbbi bilgisini kullanarak tecavüzcüden intikamını bir güzel alıyor.

Bu nasıl bi intikam hırsıdır kardeşim (Old Boy kadar değil.)  dedirtecek güzel bir film. 

Ama rahatsız edici sahneleri çok fazla söylemedi demeyin.

Hadi bakalım iyi seyirler :)

mevlid kandili.

Ben bu değerli geceleri ve günleri hep karıştırıyorum birbirine. 

Buraya yazıyım da unutmayım birdaha dedim bende :)

Mevlid Kandili Peygamberimizin doğduğu günün yıldönümünde kutlanır. 

Mevlid Kandilimiz mübarek, dualarımız kabul olsun inşallah :)

bende yeşil bir lamba var...

Nereye gitsem oraya gidiyor :)

Kafede arkadaşlarla buluşuyorum bi bakmışım yan masada o var :)

Ordan çıkıp bir sinemaya giriyorum filmde yan rolleri üstülenmişş

Kesin aldatıyor beni bu hınzır :)

Tenten de vardı. Gözümden kaçmadı.

Özel bir lamba mısın nesin bilemedim ben onu :)

Bugünlerde yine elim kolum kalkmıyoooor. 

Allahııııım ben ömür boyu uyuşuk mu olcam böyleeeee...

2013 yılı dileklerim en başında bu vardı oysaki.

Yalnış mı diledim nedir anlamadım gitti  :(

Enerjim yerlerde sürünüyor. 

Keşke ışınlanma olsaydı dediğim zamanlara döndüm yine.

Adım atmak eziyet gibi geliyor.

Havadandır di mi :))

magnet yaptımdı ben :)

  

Hemen hemen hergün posta kutuma yapıştırılan reklam magnetlerini ne yapacağımı sonunda buldum. 

Onları alıcam, sevdiğim forografların çıktısını da alıcam,

Sonraaaa  çirkin reklamların üstüne sevdiğim fotografları yapıştırıp onları buzdolabına yapıştırmalık yapıcam :)

Böylelikle büssürü güzel magnetim olcak.

Hem benim hem de sevdiklerimin :)

Evet evet çok güzel bişiy oldu bu.Severim ki ben bunları :))

İşte ilk çalışmam birilerini mutlu etmeye hazır bile :)

 

dünden kalma :)

Dün akşam iş çıkışı bir derneğin hazırladığı Umre programına gittim :)

Çok güzeldi kendimi çok özel hissettim. 

Dualar okundu, güzel dileklerde bulunuldu, 

Minik hediyeler dağıtıldı, kına bile yakıldı...

İnşallah bir hayırlısıyla gidip döneriz.

En çok merak ettiğim şey orada nasıl bir ruh halim olacak, dönünce eskisi gibi bi olacağım?

 Bir çok belirsizlik var ama her şey daha güzel olacak ondan eminim.

Eğer siz de sizin de özel bir isteğiniz varsa.

Ya da selam iletmek isterseniz o güzel yerlere yorum yazabilirsiniz.

Ajandama kaydedicem hepsini söz :)

 Dün bir de Umut Işığım'a gittim veeeeee çok beğendim.

Bazı yerlerinde çok sesli güldüğümü hissettim çünkü salonda cıt çıkmıyordu.

Bence gayet eğlenceli ve güzel bir filmdi.

Belki de film geç saatte olduğu için uykusuları da gelmiş olabilir yazık onlara :p

Neyse herkese hayırlı cumalar, iyi tatiller, bol mutluluklar :)

meyveli biscolata.

Günaydıııııııınn...

Gününüz bu güzel meyve aromalı atıştırmalıklar kadar güzel olsun.

Tadı damağınızda kalan anlarla dolsun :)

benceee içli köfte karacaoğlu'nda yenir :)

 

Hani böyle ballandıra balladıra yemek konusunda konuşanlar vardır ya bi de onlara hayran hayran bakanlar vardır.

İşte ben ikinci kısımdakı insan yavrularına dahilim.

Yahu uzaydan gelmişim sanki daha önce o tadı hiç yemek yememişim bişeyler içmemişim gibi oluyorum :)

Ağzımı açıp iki kelime edemiyorum  :)

Bir tek kahvaltı olayı vardır ben de.

Saatlerce kahvaltı yapabilirim ama diğer öğünler çok da sevimli gelmiyor bana.

 Hani olmasalarmış da olurmuş gibi. 

Sanırım bende damak tadı diye bir durum yok.

Zevk alamıyorum yemek yemekten :(

Benim için gereklilikten ibaret.

Bazen diyorum ki keşke kapsüller olsa bitane atıversek de bitiverse.

Ben genelde karnı acıkınca yine mi acıktım, ne gerek vardı ki zaman kaybına şimdi diyenlerdenim.

Çok çok nadirdir canımın bir şeyleri çekmesi.

Olsa da yesem dediğim.  

İşte o ender şeylerden birisi içli köfteeeee :)

Siz de benim gibi içli köfte sevenlerdenseniz ve akşam geç saatlerde bulunamıyor diye şikayet ediyorsanız Karacaoğlu'nu deneyin derim. 

Akşamın geç saatlerinde krizi tutanlar için birebir.

Hem de çoooook lezzetli. 

(Gerçi, ben bu konuda ne kadar referans olurum bilemicem ama içli köfte bu türlü gideri var)

Haşlanmışını sevenler çok ama ben kızartmasını seviyorum daha çok.

Bi de üzerine nar ekşisi dökmem lazım.

İşte o zaman benim için lezzet şöleni başlıyor.

ımmm ımmmm şuan olsa vakif kaybı demeden yerdim bayıla bayıla :)

 

not mu hediye mi :)

Cici bana süpriz yapmış :)

Minik minik hediyeler almıııış...

Bi deee en sevdiğim şeyi yapmış, o  güzel el yazısıyla not yazmıııış. 

Çok mutlu oldum ama kameralar bizi gözetlediği için yeterince sevinç gösterisi yapamadım içimde kaldı hönk diye :)

 Ya ama var ya çok seviyorum ben bu çocuğuuu,

Bir deeee hediyelerin üstüne yazılmış notçuklarını :)

Not yazmadan hediye verirse hemen suratım düşüyor.

Hediyeyi alasım gelmiyor :)

Eğer not varsa direk ona saldırıyorum hediyeyi gözüm görmüyor.

Bazen keşke mektup arkadaşım olsa diyorum. 

Yazsak ara ara. Beklesek heyecanla mektupların gelmesini...

Sizinde böyle istekleriniz var mı? 

Bu devirde ne mektubu yahu e-maili var mesajı var kaçıncı yülzyılda kaldın sen huu seda mı diyorsunuz :))

 Tamam o zaman mektup olmuyorsa da not yazanlarımız bol olsun e mi :)

mutlu ve umutlu :)

 

Yılbaşından sonra daha bi mutlu oldum sanki ben :) 

Çok da mutlu girmemistim aslında.

Demek ki neymiiiiş "yılbaşına nasıl girersen bütün yıl öyle gider" olayısı tamamen sallamasyonmuş  :)

 Sanki bilmiyorduk! mu dedi birileri :p

Tamam bunu herkes bilir zaten. 

Ben de öğrenin diye değil de laf olsun, blog boş kalmasın diye şeetmiş olabilirim  mesela :)

Bu aralar çok şey yazmak istiyorum ama aklıma bişiler gelmiyor. 

Bi de sanırım kimse benimle ilgilenmiyor :) 

Kendi kendime konuşuyormuşum gibi olunca pek tat alamadım. 

Bırakmak da istemiyorum :(

Bi bişiyi beğensenin birazcık yorum yapsanız çok mutlu olucam sanki :)

Tamam biliyorum çok parlak bir blog değil ama yine de sevimli bence yağğğğ :)

Belki bir iki fikre ihtiyacım vardır. 

Konularım sıkıcı ya da fotograflar iyi değil ya da sablon güzel değil ya da samimi değildir falandır da filandır :)

Artık buna da yorum yapmazsanız ben gidiyim buralarda

Yeterince duygu sömürüsü yaptım sanırım

ohhh miiis gibi oldu :)

Beni seviyosunuz di mi :)

 

güzel bir manzara :)

(Teşekkürler S.S. Mekan Sakarya Kentpark)

Ben kışı çok seviyorum bence :))

Ne kadar üşüsem de donsam da seviyorum yaaahu :)

Manzara baksanıza ne kadar güzel,

Kar yağarken hava nasıl da turuncumsu oluyor öyle!

Yağmur ayrı güzel, kar ayrı güzel...

Her anımız mücizelerle dolu fakat bunların farkında olarak yaşamak da bir o kadar zor.

İnsanız, benciliz, unutkanız...

Dünyaya öylesine sarılıyoruz ki hiç bırakmayacakmışız gibi,

Her şeyin bizim olması gerekiyormuş gibi.

Doyumsuz, duyarsız, şükürsüz...

Oysa ki, yapmamız gereken tek şey sahip olduklarımız için teşekkür etmek ve onları ihtiyacı olanlarla paylaşmak. 

Zor olmasa gerek!

Paylaştıkça bereketlenen güzel bir haftanız olsun.

(Aslında sadece fotografın çok güzel olduğunu yazacaktım konu dağılmış  gitmiş. Affınıza sığınıyorum kıymetli izleyenlerim.)

benim küçük mutluluklarım :)

Hava o kadar soğuk ki hiç dışarı çıkmak gelmiyor insanın içinden.

Böyle zamanlarda filmler ya da muzikler insanın imdadına yetişiyor.

İyiki varlarmış :)

Son zamanlarda plaklar favorimiz oldu. Nostaljik takılıyoruz biraz biraz:)

Pikabın cızırtılı senin beni çok mutlu ediyor. 

Yazarken bile gülümsedim ne kadar etkileniyorsam artık siz düşünün :) 

Bir de uzun zamandır uzak kaldığım kokuma kavuşmak mutlu etti beni bugün.

Çocuk gibi heyecanla açtım kutuyu sıktım hemen sağıma soluma.

ooooohhh mis gib :))

Bir süre farklı bir koku almak için uğraştım durdum.

Ama parfüm konusunda yeni fikirlere ne kadar kapalı olduğumu bir kez daha anladım ve koku değiştirme konusunu rafa kaldırıp klasikten devam etmeye karar verdim.

O da iyi ki varmış iyki bizimleymiş :))

Bir de iki hafta sonra çıkacağım güzel bir yolculuk için hazırlıklarım var yavaştan yavaştan.

Dinç kalmam için vitaminlerim ve bikaç kelime öğrenmeyi düşünerek aldığım kitabım.

Bir de aşı olmam gerekiyor galiba,

Artık büyük olduğum için ondan da korkmuyor :p

O da iyiki varmış :)

Tabi ki siz de iyiki varsınız :)

Mutlu haftasonları herkese.

çıtır çıtır :)

 Kahvaltı için bişi önericem size :)

Umarım beğenirsiniz. 

Öncelikleee kaşarı rendeliyoruz için biraz beyaz peynir koyuyoruz, biraz kıyılmış maydonoz ekleyip bir tane de yumurta kırıyoruz. 

Harcı güzelce karıştırıp dilimlenmiş ekmeklerin üstüne sürüyoruz. 

Sonra ısıtılmış fırında sürüp üstlerinin kızarmasını bekliyoruz.

Fırından alıp çıtır çıtır mideye götürüyoruz hepsini de.

Üstüne süslemek ise en güzel yanı, tamamen yaratıcılığınıza kalmış  :)

 Hadi afiyet olsun o zaman.

 Bu arada Çilli' deki bu minik ekmeleri öpüp öpüp sevmek istedim. 

Ne kadar da minik, ne kadar da datlılar yarebbim :)))