18 Ekim 2011 Salı

can yücel derki...


Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin...
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin...
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin...



Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart.
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine,

Bak güzelim kahvaltının keyfine.
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce
sana güzel gelsin aynadaki siluetin..
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile... 


Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla.
Ohhh şöyle bir hafifle...
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu
eden sesi duymak için "alo "de...



Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa...
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak.
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa,
çocuk görürsen yanağından makas al.

Sonra, şöyle bir düşün, kimler
sana yol açtı?
Sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı,
Hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
 

Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak,

yüzünde güller açtıracak.




Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun...
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun.
Saklama tabakları, bardakları misafire, sizden ala misafir mi var bu dünyada.
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi,
Eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının.
Gece evinde, dostların olsun
Sohbetin yemeğin, kahkahan  olsun.
 Arkadaşım,
Hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun! 

Sevgilerle...




13 Ekim 2011 Perşembe

yerköprü şelalesi.

Mersin' in Mut ilçesinde bulunan bu güzel şelalemize fotoğraflarla bir göz atalım bakalım bakalım nasılmış?

  
Öncelikle yolumuzu tarif ediyoruz.
İlçe merkezine 35 kilometre uzaklıkta olan doğa harikasına Mut-Ermenek yolunu takip edilerek ulaşıyoruz.


Araçla ulaşımın son bulduğu yerde şelaleye ulaşmak için bu ahşap köprüde pıt pıt ilerliyor, merdivenlerden aşağı iniyoruz.


Siz merdivenlerden inerken bende biraz bilgi vereyim rehber edasıyla :)
Şelale, 110 milyon yıl önce kretose yaşlı kreç taşlarının faylanması sonucu dar bir kanyonun oluşması ve yine bu faylanmaya bağlı olarak bol karbonhidratlı su taşıyan kaynak suyunun varlığı ile ortaya çıkmaya başlamış ve hala oluşumu devam ediyormuş...


Şelale, Türkiye' de koruma altına alınan 8 tabiat parçasından biri olma özelliği taşıyormuş ve ayrıca Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 2001 yılında Tabiat Anıtı olarak da tescillenmiş... 

 

Şimdi geziye devam :)
Merdivenlerden indikten sonra yaklaşık 30 metre yükseklikten akan şelalenin içindeki minik mağarayı ve mağarayı dolduran turkuaz renkli gölü görüp mutlu oluyoruz.


"Ben çok merak ettim iyice yakından bakmak istiyorum" diyenler, bu taşların üstüne basa basa şelaleye iyice yaklaşıp suyun yüzünde bıraktığı minik damlaların serinliğini hissedebilirler...

Şimdilik bu kadar. Sevgiyle kalın...



5 Ekim 2011 Çarşamba

perdeler açıldı.


Yıllardır tiyatronun gelişimine öncülük eden Devlet Tiyatroları 1 Ekim' de perdelerini açtı. 
Yeni tiyatro mevsimi dolu dolu geçeceğe benziyor.
2010-2011 tiyatro sezonunda beğeni toplayan oyunların yanısıra birçok yerli ve yabancı oyun ilk kez sanatseverlerle buluşacak.
Bazı oyunlar için biletler şimdiden tükenmiş durumda. 
Eğer siz de tiyatroyu seviyorsanız ve merak ettiğiniz oyunları kaçırmak istemiyorsanız tiyatro programını sık sık takip etmelisiniz. 
Linkler benden; Devlet Tiyatroları mybilet  
Biletler sizden :))

Hadi bakalım iyi seyirler...

4 Ekim 2011 Salı

yedigöllere gidilmeli !

Gezmek, gezmek ve yine gezmek...
Doğayla başbaşa bir haftasonu kaçamağı yapmak isteyenlere duyurulur:
Yedigöller sizi bekleeeeeeeeeer!
  Yedi tane minik gölün oluşturduğu bu güzel doğa harikası yerde neler var ? 
Neler yapılabilir?
Göllerin kenarlarındaki minik iskeleler de oturarak yeşilin tadını çıkarabilir,
Patikalarda göl manzaralı yürüyüşler yapabilir,


Göllere yansıyan ağaç gölgelerinin suyla birlikte hareketlerini izleyebilir,
Pisagor Ağacı, Dilek Çeşmesi, Gülen Kayaları görebilir,
Metrelerce uzun ağaçlar eşliğinde dağlara tırmanabilir,
Bu güzel bungalovlarda ya da çadırlarda konaklayabilir,
Gökyüzünün  harika yansımalarına tanık olabilir,
Ve birçok güzellikle birlikte huzur dolu bir tatil geçirebilirsiniz.


Ayrıca ilkbahar aylarında giderseniz açmış nilüferleri de görebilirsiniz.






Kaçırırsanız üzülürsünüz benden söylemesi :)