29 Ağustos 2012 Çarşamba

beni istanbul paklar :))





Ben biraz gidiyim en iyisi buralardan,
Kafamı dinleyip de geleyim. Yoksa mutsuzluğumla herkesi mutsuz edicem.
İnsanlar beni öldürmek isteyecekler :))
Hatta bazıları şimdiden görmek bile istemiyorlar.
Gözümden kaçtı sanmayın :)

Şöyle sakin bir köşede otursam uzuuuun uzuuuuun,
Düşüncesiz ve tepkisizce...
Kendime geldiğimde her şey düzelmiş olsa ama bu arada da zaman ilerlemese hayatım uçup gitmese elimden.
Ne kadan da mikemmel olurdu kimbilir :)

Eminim herkes hayatının belli bir zamanında bunları düşünmüştür. 
Evet biliyorum geçici ama şuan böyleyim. 
Belki de mutsuzlukları da sonuna kadar yaşamak lazım ki ilerde açık kapıdan sızıp tekrar karşımıza çıkmasınlar...

Bana iyi kafa dinlemeler
Sizlere de mutluluklar ve bol gülümsemeler :))

28 Ağustos 2012 Salı

somebody that i used to know.

 

dinle dinle bıkmazsın
hatta telefonunfa melodi bile yapmak istersin
o kadar güzel yani :))

işte tam da böyle bir durumdayım!

 Hani şu sağda görünen; koca gözlü, kendinden emin tavırlı  tavşan var ya.
İşte aynen öyleyim bu aralar...

Sıkıca tuttum ağacın dallarını bırakmıyorum deli gibi.
Hem de altında koca bir boşluk olduğunu bile bile...
 Dallar o kadar çok uyarıyor ki beni en ufak rüzgarda bile çatırdayarak "yalnış yerdesin" dercesine!

Ama ben inatla devam ediyorum tutmaya.
Zaman kaybına aldırmadan umarsızca... 

Hayır şöyle de sorunlu bir durumum var.
Hem elimdekine güvenmiyorum hem de geleceğime.
Bu durumda acaba "ben obsesif bir insan mı oldum acaba" ,"yok yok ben galiba bağımlı bir karakter haline geldim..." diye düşünmeden kendimi alamıyorum.  

Ben şuanda çok mutsuz ve huzursuzum siz öyle olmayın emi?
İyi haftalar hepinize...



26 Ağustos 2012 Pazar

eymir pazarı.

sabahın erken saatlerinde yola çıkılır...

göle nazır geniş geniş kahvaltı yapılır :))

bu arada ördeklerde unutulmaz tabi ki...
bi bana bi sana, sonra yine bana usulü :)))

uzaktakileri kandırmak için bir parça ekmekle dikkatleri çekilir :p

 sürü halinde bir yudum ekmeğin peşinde koşan canavarlar hemen yanımızda bitiverir
 açlık zor iş kardişşş!!!

 bunlarda beyaz olanları daha bi sevimliler aramızda kalsın :)

 buda en baba ördek :))

ekmeğimizi onlarla paylaşmanın mukafatı olarak bize model olan ördekciklerimize bir teşekkürü borç bilirim :))

ve sonra....

bağevine geçilir,
 manzara izleniiiiiirr,

 güzel kareler yakalamak için şekilden şekile girilir :))
bu defa model olarak çiçekler seçilir :)
 
işte böyle bir haftasonu daha geride kaldı..
şimdiden herkeslere neşenin hiç eksik olmadığı güzel bir hafta diliyorum.
sevgilerler :))

23 Ağustos 2012 Perşembe

uzun ama güzel bir yazı.

Yataka arkadaşlığı yani sadece seks amacıyla bir araya gelme durumu...
 
 
                                  SAHİPLENMEK KISKANMAK YASAKTIR"

Bu tarz ilişkilerde hiçbir kısıtlama olmadığı için geceyi beraber geçirme ya da ertesi gün telefon etme zorunluluğu da yoktur. Sahiplenme, kıskanma gibi duyguların tamamen yasak olduğu bu ilişki türünde, aşk ve seks birbirine karıştırılmamalıdır. Yorganın altında olanlar da sadece o iki kişiyi ilgilendirir. Ayrıca, bu iki kişi, kendi hayatından sorumlu olup, birbirinin hayatını bilmeleri gerekmemektedir. Ancak, her ne olursa olsun, duygunun dışlandığı yatak arkadaşlığı, insanın doğasına aykırıdır.

AŞKSIZ SEKS OLUR MU?

CİSED Genel Başkanı Psikiyatrist Doç. Dr. Cebrail Kısa ise düzenli bir ilişkiye zaman harcamak istemeyen Amerikalı ve Avrupalı kadınlar arasında başlayan bu tarz ilişkileri yaşayanların özellikle evli ve aşk beklentisi olmayan, sır tutabilen, kıskançlık, kısıtlama gibi duygusal dürtülerini kontrol edebilen, aile ve sosyal çevrelerinin dışında olan kişileri seçtiğini belirtiyor.
Doç. Dr. Kısa: "İlk bakışta böyle bir ilişki şekli cazip gelse de, sonu genellikle hüsranla bitmektedir. Zamanla kullanan-kullanılan bir ilişkiye dönüşecek olan yatak arkadaşı ilişki biçimi, kullanılan kişinin kendini değersiz hissetmesine ve bunun sonucunda da ağır bir depresyona girmesine neden olabilecektir. Bazı bireylerde, yatak arkadaşlığı kontrolden çıkarak, kişiyi seks bağımlısı haline getirebilir. Bu, terapi gerektiren bir cinsel işlev bozukluğudur. Bunun dışında, sürekli değişik insanlarla birlikte olmak cinsel yoldan bulaşan hastalıklara da davetiye çıkartmaktadır." dedi.

İYİLEŞMEYEN AŞK ACISI KİŞİLERİ YATAK ARKADAŞLIĞINA ZORLUYOR

Psikolog Serap Güngör de; "Yatak arkadaşlığını seçen kadın ya da erkek, geçmişinde genellikle iyileşmemiş bir aşk acısı yaşamış kişilerdir. Bu kişiler, tekrar acı çekmemek için yeni bir duygusal ilişkiye girmek istemez." dedi. Güngör'e göre; "Canının istediğiyle özgürce birlikte olmak, sorumluluktan uzak rahat bir cinsellik yaşamak, bu tip aşk yarası olan bireyler açısından bir onarım ilişkisi ve depresyonla baş etme şekli olarak görülmektedir. Fakat, bu tarz bir savunma mekanizması çözüm olmamakla birlikte, kişinin kendine olan özgüven ve saygısını kaybetmesine ve hatta daha ciddi ruhsal sorunlara da yol açabilmektedir." Kişilerin aşk acısını genellikle tek başına aşmaya çalıştıklarını ancak, bazı kişilerin geçmişten gelen olumsuz çocukluk yaşantılarından dolayı bu süreci aşamayıp, yatak arkadaşı gibi yanlış yollara saptıklarının altını çizen Psk. Güngör; "Yoğun üzüntü, terk ve kayıp gibi duygular için gerektiğinde terapi yardımı almak yararlı olacaktır." dedi.

YA SONRA…

"Başlarda, haftada bir kez, yalnızca cinsel ilişki için buluşuyorduk. Zamanla ona âşık olduğumu hissettim ama o, benim yalnızca bedenimle ilgileniyordu. Kendimi kullanılmış bir paçavra gibi hissetmeye ve kendimden nefret etmeye başladım." şeklinde cümlelerin kurulduğu yatak arkadaşlığının olumsuz sonuçlarına dikkati çeken Psikolog Kemal Özcan; "İster istemez işin içine duygu karışma ihtimali nedeniyle, her iki tarafında, başlangıçta koyulan kurallara uyması pek de olanaklı olmayabilir. Bu durum, zamanla ilişkiyi içinden çıkılmaz bir sorun yumağına dönüştürebilir. Bu sorunlar, taraflardan birinin diğerine âşık olması ya da karşısındaki bireyden daha fazlasını istemesi gibi bir durumla sonuçlanacağı gibi ilişkinin tek taraflı sonlandırılması durumunda kişinin kendini kullanılmış ve terk edilmiş hissetmesi şeklinde de örneklendirilebilir. Bu nedenle, duygusal tatminsizlik yaşama, kendini kullanılmış hissetme, toplum tarafından hoş karşılanmama kaygısı ve zamanla yatak arkadaşına aşık olma riski üzerinde durulması gereken önemli sorunlardır." dedi. Genellikle var olan bir arkadaşlığa sonradan cinsellik eklendiğinde, bu ilişkinin sonlandırılması halinde, eskiden kalma arkadaşlığında sonlandırılmış olacağının altını çizen Özcan; "Kişiler dostluk ve arkadaşlık ile cinsel dürtüler arasında bir seçim yapmalıdır." dedi.

tavsiye edilir.





Yaz bitmeden Ankara'da yapılabilir birkaç güzel bişeyler...
Gençlik Parkı'da serin serin oturmak ve semaverde çay içmek,
Hamamönünde Türk kahvesiyle birlikte eskiler yad etmek tabiki lokumsuz olmaz!
İyi haftalar...



9 Ağustos 2012 Perşembe

mavigölde gün batımı.





 Ankara'da yaşamak demek ufacık bir su birikintisinin başında saatlerce oturmaya mahkum demektir.

Bunu bulamayanlarda var deyip manzaranın keyfini sürüyorum :)

hadi hoşçakalın...

sorular sorular...


 Olypos sessizliğini özledim...
Huzura ve dinginliğe ihtiyacım var sanırım. 
Şehir hayatı hiç bana göre değil.  
Zaman çok hızlı geçiyor ve sürekli başkalarının planladığı şeyleri yapmak zorunda kalmak beni sıkıyor.

Herkes mutlaka okumalı ve güzel bir iş sahibi mi olmalı?
İş yerinde üst seviye resmiyet olmalı mı?

Erkekler illa askere gitmeli sonra mı evlenmeli?
Evlenirken illaki insanların mutlu olmasını gerektirecek bütün ayrıntılar düşünülmeli mi? 

Güzel bir ev güzel bir araba iyi bir evlilik herkesi mutlu eder mi? 
Kısacası herkes standart olmalı mı? 
....